Konu Başlıkları
1. GİRİŞ
2. GENEL OLARAK DEVRE TATİL
Türkiye’ de ise bu sistemin ilk uygulanması 1978 yılında Soytaş Anonim Şirketi ve Soytaş Turgut Reis Yapı kooperatifi tarafından Bodrum Turgutreis’ te gerçekleşmiştir. Bu uygulamada devre tatil kavramından henüz söz etmek mümkün değildir. Devre tatilin temelini oluşturan devre mülk kavramı üzerine kurulan bu ilk örneklerde kullanıcılara verilen bir ayni hak söz konusudur. Bu ayni hak paylı mülkiyet olabileceği gibi irtifak ve kullanım hakkı şeklinde de verilebilmektedir. Bu hakka istinaden kullanıcılar yönetim planında belirlenen dönemlerde devre mülkü ziyaret etmekte devre mülkün ortak kullanım giderlerine hep beraber katılmaktadırlar.
Türk Hukuk sisteminde doğrudan bir devre tatil sözleşmesi düzenlemesinden önce Kat Mülkiyet Kanunu ile devre mülk hakkı düzenlenmiş sonradan bu hakkın uygulamada yaratığı çeşitlilik ile Devre Tatil Sözleşmeleri, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda ve devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri yönetmeliğinde yerini almıştır.
3. DEVRE TATİL SÖZLEŞMESİNİN TANIMI VE UNSURLARI
Devre mülk hakkındaki 15 günden az olmama koşulu ve hakkın ayni hak olması bu uygulamadaki esnekliği ortadan kaldırmış ve bunun üzerine devre tatil uygulaması düzenlenmiştir . Devre Tatil sözleşmesi TKHK m. 50 de uzun süreli tatil sözleşmeleriyle beraber ele alınmıştır. Burada tanım; Devre tatil sözleşmesi, bir yıldan uzun süre için kurulan ve tüketiciye bu süre zarfında birden fazla dönem için bir veya daha fazla sayıda gecelik konaklama imkânı veren sözleşmelerdir şeklinde yapılmıştır. TKHK dan sonra da 14.01.2015 tarihinde yürürlüğe giren devre tatil ve uzun süreli tatil sözleşmeleri yönetmeliği ile bu konuda ayrıntılı düzenlemeler yapılmıştır. Kanunda bir maddeye sığdırılan kavram yönetmelikle geniş bir şekilde ele alınmıştır.
Devre tatil sözleşmesinin unsurları madde içerisinde şu şekilde gösterilmiştir:
3.1. Asgari Süre Unsuru
Öncelikli olarak devre tatil sözleşmesi en az 1 yıllık yapılmalıdır. Bir yılın altında yapılacak sözleşmelerde TKHK geçerli olmayacaktır. 1 yıldan fazla olma kavramının periyodik yılları mı kastettiği yoksa 1 yıl 1 gününden 1 yıldan fazla süre ile yapılma koşulunu sağlayıp sağlamadığı mevzuatta açıkça belirtilmemiş olsa kanunun lafzından yapılacak yorum ile 1 yıl 1 gün dahi bu şartı sağlamak için yeterli olacaktır. Doktrindeki hakim görüş de bu yöndedir.
3.2. Birden Fazla Dönem
İkinci unsur birden fazla dönem için sözleşmenin kurulmuş olması şartıdır. Burada Bir yıldan uzun süreli kurulan sözleşmede gelinecek dönem sayısının birden fazla olması gerekliliği düzenlenmiştir. Örneğin 2 yıllık imzalanan bir sözleşmede tatil yeri yılda bir kez ziyaret edilmesi halinde bu şart sağlanmış olacaktır. Dönemler sabit olabileceği gibi değişken de olabilecektir .
3.3. Bir veya Daha Fazla Gece
Kanun maddesinden anlaşılacağı üzere belirli dönemlerde bir veya daha fazla konaklama imkânı sunulması gerekir. Kanunun lafzından da anlaşılacağı üzere doğrudan konaklamanın gerçekleşmesi aranmamış, sadece bu imkânın sağlanması yeterlidir.
Devre mülk hakkı ayni hak olarak düzenlenmişse de kanun koyucu TKHK m.50/2 de ‘Devre tatil sözleşmeleri ile sağlanan hakkın şahsi veya ayni bir hak olması bu maddenin uygulanmasını engellemez’ ve yönetmeliğin m.2/2 de ‘Devre tatil sözleşmeleri ile sağlanan hakkın şahsi veya ayni bir hak olması, bu hakkın bir dernek üyeliğine ya da şirket ortaklığına bağlı olarak tanınması veya konaklamanın aynı zamanda seyahat ya da diğer hizmetlerle beraber sunulması bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasını engellemez.’ düzenlemeleriyle devre tatil sözleşmesinin şartlarını içeren şey her ne ad altında olursa olsun bu yönetmeliğe göre değerlendirileceği düzenlenmiştir. Buradaki hedef farklı isimler altında insanları kandırarak suiistimalin önüne geçilmesidir.
4. ÖN BİLGİLENDİRME YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Sözleşmeler bu ön bilgilendirme formlarının üzerine inşa edilerek hayat bulmaktadır. Sözleşmelerin bu formalara aykırı oluşturulması mümkün değildir. Formlarda satıcının kusuru olmaksızın bir hata oluştuysa sözleşmeden önce tüketici bilgilendirilmek ve sözleşmede bu husus belirtilmek kaydıyla değişiklik yapılabilir. Uygulamada sözleşmeden önce tanıtıcı ve özendirici yemekler, geziler vs yapılmaktaysa da bu durumda da tüketicilerin faaliyetin ticari amacı hakkında bilgilendirilmeleri gerekmektedir.
Ön bilgilendirme formları yazılı veya kalıcı veri saklayıcısıyla olmalıdır. Bilgilendirmenin yapıldığının ispat yükü satıcıya aittir. Yönetmeliğin ekinde örnek bilgilendirme metinleri açık bir şekilde sunularak tüketicilerin korunması hedeflenmiştir. Ön bilgilendirme yükümlülüğüne uyulmamasının yaptırımı olarak TKHK m. 77, f. 3 düzenlemesinde belirtilen yükümlülüğe aykırılığı tespit edilen her bir işlem veya sözleşme için girişimciye bin Türk Lirası idari para cezası uygulanmasını öngörülmektedir.
5. SÖZLEŞMENİN ŞEKİL ŞARTLARI
Sözleşmenin şekil şartlarına uymamanın yaptırımı tüketicinin cayma hakkı süresinin başlamaması olacaktır. Şekil şartlarına uymaksızın yapılan bir sözleşmede cayma hakkı 1 yıl boyunca kullanılabilir. Satıcı sözleşmeyi uygun hale getirirse artık bu süreden itibaren 14 günlük süre başlar. (Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği madde 10)
Sözleşme metninde veya müstakil herhangi bir belgede yer alan ve tüketicinin bu Yönetmelikten kaynaklanan haklarını kullanmaktan feragat ettiğine veya satıcı veya sağlayıcının yükümlülüklerini sınırladığına ya da ortadan kaldırdığına dair kayıtlar geçersizdir. Böylelikle tüketicinin korunması sağlanacak, sözleşmeyi tek taraflı hazırlayan girişimcinin üstünlüğü denetlenecektir.
6. CAYMA HAKKI
Cayma hakkı ayni bir hakka yönelik ise noter aracılığıyla şahsi bir hakka yönelik ise yazılı olarak karşı tarafa ulaştırılması şartı mevzuatta düzenlenmiştir. Kanunda (m. 50/6) devre mülk hakkı hariç diğer uygulamalarda cayma süresi içerisinde peşin ödeme zorunluluğu veya tüketiciyi borç altına sokan işlemlerin yapılamayacağı düzenlenmiştir. Buradaki amaç tüketicinin cayma hakkını kullanmasının engellenmesinin önüne geçilmesidir. Devre mülk hakkı tapu önünde tesis edilen ciddi şekil şartlarına sahip bir işlem olduğundan devre mülk hakkı kapsamında böyle bir uygulama olmayacaktır. Zira devre tatil sözleşmesini farklı isimlerle devre mülk sözleşmesi gibi gösterenlerin amaçlarından biri de bu engeli aşmaktır.
Cayma beyanı için yönetmelikte tüketicilere kolaylık sağlamak için bir örnek sunulmuşsa da açık bir beyan da yeterlidir. 14 günlük süre satıcıya ulaşacağı değil tüketicinin elinden çıkması gereken süredir. 14. Gün postaya verilen cayma beyanı da karşı tarafta sonuç yaratacaktır. Bu husus doğrudan kanun ve yönetmelikte düzenlenmese de kıyasen Türk Borçlar Kanunu’nun 255’inci maddesi, taksitli satışlar bakımından öngörülen “Geri alma bildiriminin sürenin son gününde postaya verilmiş olması sonuç doğurması için yeterlidir.” hükmü uygulanabilir.
Cayma hakkı, hukuki niteliği itibariyle bozucu yenilik doğuran bir haktır. Cayma hakkı kullanılana kadar doğan sonuçlar varlık ve geçerliliklerini korurlar. Gerçekten de cayma hakkının kullanılması bozucu etki yaratır ve sözleşme baştan itibaren geçerli değilmiş gibi bir durum ortaya çıkar Cayma hakkının kullanılmasından sonra taraflar, birbirlerinden aldıklarını iade etmek durumunda kalacaklardır. Bilhassa, satıcı veya sağlayıcı tüketiciden peşin ödeme yasağına karşın bedel veya onu borç altına sokan belge (senet vs.) almışsa caymayla birlikte iade etmek durumunda kalacaktır. Tüketici de sözleşme konusu taşınmazdan yararlanma amaçlı anahtar veya elektronik giriş kartı almışsa cayma sonrası, kendisine bedelin veya onu borç altına sokan belgenin iade edilmesi kaydıyla, onu iade etmek durumunda kalacaktır.
Tüketici bazı durumlarda ödemeyi satıcının anlaşmalı olduğu kredi kuruluşundan temin edeceği kredi ile yapabilir. Bu durumda arada bağlı kredi vardır demektir. Cayma ile beraber bu bağlı kredi de son bulur. Tüketici cayma beyanını kredi kuruluşuna da yönelterek herhangi bir tazminat ve cezai şart ödemeyerek kredi sözleşmesini sonlandırabilir. Zira bağlı kredi ile ilgili sözleşme şartları cayma süresinin tamamlanmasıyla yürürlüğe girecektir.
7. SONUÇ
Mağduriyetleri önlemek amacıyla Türk Hukukunda dinamik olarak düzenlemeler yapılmış 2013 yılında 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda ayrıntılı düzenlemeler yapılmış devamında 2015 yılında Devre Tatil sözleşmeleri ve Uzun Süreli Tatil Sözleşmeleri Yönetmeliği yürürlüğe girmiştir. Yönetmelikte ayrıntılı olarak düzenlenen şartlar tüketiciye önemli ölçüde koruma sağlamaktadır. Bu şartlardan en önemlileri ön bilgilendirme şartının yerine getirilmesi ve cayma hakkının sağlanmasıdır.
Ön bilgilendirmenin şekil şartları yönetmelikte ayrıntılı şekilde düzenlenmiş olup bilgilendirmenin içereceği asgari unsurlar sıralanmıştır. Bunun yanında sözleşmenin bağlandığı şekil şartları da tüketiciyi koruma maksatlıdır. Bunlardan en önemlisi tüketicinin tarihi kendi el yazısıyla yazarak imzalamasıdır. Yine 14 günlük cayma hakkı şekil şartlarına uyulmaması halinde 1 yıllık süreye uzatılarak sağlayıcıların kurallara uymaması halinde tüketicinin korunma süresini arttırmıştır.
Devre tatil sözleşmeleri önemli maddi edimler sonucunda imzalanmaktadır. Tatil, yoğun iş temposu ile yaşayan tüketicilerin yılda bir kez yenilenme ve rahatlama kaygısı ile planladıkları bir faaliyettir. Bu sebeple belli bir meblağ ödeyerek tatil yapacak tüketicilerin sağlayıcılar ile imzalayacakları sözleşmelerde mevzuatın kendilerine sağladığı koruyucu haklar ekseninde hareket etmeleri oldukça önemlidir.
KAYNAKÇA
AKDAĞ, N. G. (2007). Tüketicinin Cayma Hakkı Üzerine Bazı Düşünceler. İstanbul.
Devre Tatil Sözleşmeleri Nedir. (2019, Nisan 19). http://www.aghukuk.org/makale-detay.php?id=228. adresinden alındı
HAVUTÇU, A. (1987). Devre Mülk Hakkı. İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Yayınları.
KILIÇARSLAN, S. K. (2015). Tüketici Sözleşmelerinde Bilgilendirme Yükümlülüğü. Hacettepe Hukuk Fakültesi Dergisi, 5(2), 183-222.
ÖZER, N. Ş. (2018). Devre Tatil Sözleşmelerinde Tüketicinin Korunması Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi.
YAĞCIOĞLU, B. (2014). Periyodik Süreli Tatil Sözleşmeleri. Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 16(1), 193-250.
YETİMOĞLU, U. (2004). Devreli Tatil Sistemleri Ve Tüketici Hukuku. TBB Dergisi(55), 366-367.
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
Aydın AKAOĞLU
DEVRE TATİL SÖZLEŞMELERİNDE TÜKETİCİNİN KORUNMASI
Antalya-2019